BOŞBOĞAZLIK BAŞA DERT...

BOŞBOĞAZLIK BAŞA DERT...

Hepimizin çevresinde, “boşboğaz” olduğunu düşündüğümüz birisi/birileri vardır. Çoğu kendisini entelektüel zanneden bu tipler bazen canımızı sıkarlar, bazen de kendilerine acıyarak gülümsememize neden olurlar. Birkaç gün önce iki zatı muhteremin, “mübadiller” ve “İzmirliler” hakkında hiç hak etmedikleri, aklıselim sahibi herkesi çok kızdıran bazı beyanatları oldu.

İzmir’de iktisat temelli bazı kuruluşlara başkanlık eden Sıtkı Şükürer, İTO Meclisi’nin Ocak ayı olağan toplantısında, “İzmir’e en büyük ihanet mübadeleyle gelenlerdir. İzmir’e mütemadiyen ihanet ediyorlar” demiş. Bak sen! Sanırsınız mübadele ve mübadiller hakkında uzman. Konuyu çalışan bunca bilim emekçisi bunca uzman böyle bir sonuca varmamışken, Şükürer’e bu iri lakırtıları ettiren ne? “Kendini bilmemek” olabilir mi? Antik dönemde de, boşboğazlık yapanlar çok olmalı ki, Delfi Tapınağı’nın giriş kapısı üzerindeki alın taşına altın harflerle “kendini bil” (gnothi seafton) ibaresi kazınmıştı. Belki de, bir atasözümüzde bahsi geçen “Abdürrahman Çelebi” sendromuna yakalanmıştır bilemeyiz. Haklı olarak sosyal, medya ve Balkan dernekleri ayağa kalktı.
Her ne ise, Beyefendi! Sokakta yürürken karşılaştığınız her altı kişiden birisi muhacir veya mübadil, bunu biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz öğrenin bir zahmet! Tematik cehaletinizi giderir. Bildiğiniz halde bu iri lakırtıları yapmış iseniz, memleketin şu zor günlerinde, bu nefret söylemi neden? Ortalığa nefret tohumlarını saçma cüretini size veren nedir? Mübadiller İzmir için niye “en büyük ihanet” olsunlar ve de ihanet etmeye nasıl devam ediyorlar? Dediğiniz doğru ise, Evladı Fatihan olan bu insanları anavatanlarına getiren, başta M. Kemal olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadroya hain dediğinizin farkında mısınız? Kamuoyu sizden laf ebeliği yapmadan bu soruların cevaplarını bekliyor? Verecek cevabınız yoksa bilmediğiniz konularda bir daha boşboğazlık etmeyin. Yeminli mali müşavirlik falan yapın.
Diğer zatı muhterem olan İTO meclis üyesi Koç Ali Al, aynı toplantıda Şükürer’i eleştireyim derken baltayı taşa vurmuş ve “Kuvayı Milli(ye) hareketi başladığında hiçbir İzmirli yoktu. Erzurumlular, Urfalılar ve Mardinliler vardı. Buradan düşman Akşehir’e kadar ilerlemiş, kimse kurşun sıkmamış” demiş. Bu sözlerin neresi düzelir bilmiyorum, zira doğrusu hiç yok. Nitekim sosyal medya ayağa kalktı. Ödemiş Belediye Başkanı bir açıklama ile tepki gösterdi.
Memleketin şu veya bu şehrini, vatanseverlikte yarıştırmak neyin nesi? Beyefendi, siz hiç İzmir Müdafaai Hukuku Osmaniye Cemiyeti ve onun 1919 Mart’ında İzmir’de yaptığı kongreyi duydunuz mu? Duymuş olsaydınız, yukarıdaki sözleri asla sarf etmezdiniz. Biraz tarih okuyun, size çok iyi gelir ya da İTO yanınıza bir bileni katsa, İzmir’den Akşehir’e kadar tüm şehitliklerimizi ziyaret etseniz. Becerebilseler, şehitlerimiz mezarlarından kalkıp yakanıza yapışırlar.
Burada sorulması gereken sorular var.
Bu iki zatı muhterem, mübadiller ve İzmir’den Akşehir’e kadar olan coğrafyada ikamet eden yurttaşlarımızdan özür dileyecekler mi? Hiç kıvırmadan dilemeliler, çünkü ağızlarından çıkmış sözler öyle unutulacak türden değil.
Her fırsatta İzmirli olmakla övünen İTO, gür bir tonla kamuoyuna açıklama yapmalı. Acaba İTO’nun muhacir ve mübadil torunu kaç üyesi var? İTO üyelerinin hiç İzmirli üyesi yok mu?
Kendi şirketlerini Şükürer’in şirketinden hizmet satın alarak denetlettiren İzmir Büyükşehir Belediyesi sessizce köşesinde oturacak mı? Tunç Bey’in acilen, çocukluk arkadaşını gönendirmekten çark etmesi gerekiyor, zira mübadil ve muhacir torunlarından çok oy aldı.
Bizden söylemesi.