HALİL KALBAK DOSYASI; 1
ÇİFTÇİNİN ALIN TERİNDEN MİLYONLUK TİCARET!
TEMİZELLER genel yayın yönetmeni usta gazeteci Ahmet TÜBCEL İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinde her gün yeni bir kirli sayfayı gün yüzüne çıkartmaya devam ediyor.
TEMİZELLER gazetesinin gündeme taşıdığı belgeli ve müfettiş raporlarına dayandırdığı haberlere tek bir cevap veremeyen ve usta gazeteci Ahmet TÜBCEL’in canlı yayın teklifi karşısında “dut yemiş bülbüle dönen” Arif UYGUNER başta olmak üzere belgelerde ismi geçen yönetim kurulu üyeleri ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin eski yöneticilerinden Halil KALBAK, üreticiye hizmet etmek, çiftçinin alın terini korumak için çiftçiye söz verip genel kurulda oy istemişti. Ama belgeler gösteriyor ki Halil KALBAK, o koltuğu üretici için değil, kendi ticari imparatorluğunu büyütmek için kullanmış.
HALİL KALBAK VE “YÖREVET – ÖZEL FİRMA ” İLİŞKİSİ: ÇİFTE ŞAPKALI TİCARETİN PERDE ARKASI!
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin eski yönetiminde muhasip üye olarak görev yapan Halil KALBAK, aynı zamanda birlik çiftliklerinin malzeme alımı ve sağlık grubundan sorumluydu. Yani birliğin tüm alım-satım süreçleri ve ödemeleri, KALBAK’ın onayından geçiyordu. Bu durum, onun ticari faaliyetleriyle olan çarpıcı çakışmaları daha da dikkat çekici hale getiriyordu.
KALBAK, özel bir markaya ait maya ve yem katkı ürünlerinin ana bayiliğini yapan YöreVet adlı şirketin sahibiydi. İddiaya göre, birlik ihtiyacı olan bu ürünleri doğrudan YöreVet üzerinden değil, KALBAK’ın bayisi olduğu kanallar üzerinden temin ediyordu. Bu süreçte, aynı ürünlerin YöreVet’ te satılan fiyatı ile birliğe fatura edilen fiyatı arasında fark bulunduğu, bu fark kadar ürünün ise “bayi payı” adı altında KALBAK’ a bedelsiz şekilde geri döndüğü ileri sürülüyor.
Üstelik, birlik tarafından alınan bu ürünler yüksek meblağlı ve sürekli tüketilen mallar olması dolayısıyla, KALBAK’ a şu soruların net bir şekilde sorulması gerekiyor:
Bayisi olduğunuz firmalardan birliğe alınan ürünlerin fiyatı ile YöreVet’ te sattığınız fiyatlar aynı mıydı?
YöreVet üzerinden birliğe kaç liralık mal satışı yapıldı?
Aynı üründe, YöreVet ile birlik arasında fiyat farkı oluştu mu?
Bu soruların yanıtı yalnızca kamuoyunu aydınlatmakla kalmayacak, aynı zamanda kamu kurumu statüsündeki bir birlik ile yönetim kurulu üyesinin ticari ilişki kurmasının TCK’daki “yolsuzluk”, “görevi kötüye kullanma” ve “çıkar sağlama” suçlarıyla ilişkisini de ortaya koyacaktır.
TEMİZELLER ’in ulaştığı uzmanların verdiği bilgilere göre “Halil KALBAK, yönetim kurulu üyesiyken, kendi şirketi YöreVet üzerinden birliğe yüzlerce fatura kesti. Bu durum, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “çıkar çatışması” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarına açıkça işaret ediyor. Birlik, kamu kurumu statüsünde olmasına rağmen yöneticisinin kendi firmasıyla ticaret yapması hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemez.” dediler
İSTİFA VE KAÇIŞ PLANI!
Kaynaklarımıza göre Halil KALBAK’ın birlik yönetiminden ayrılması, “kendi iradesiyle alınmış bir karar” değil; Damızlık birliği ile şaibeli ticari ilişkilerin kamuoyuna ve basına sızmaya başlamasıyla kaçınılmaz hale gelen bir zorunluluk.
İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin eski yöneticilerinden birlik ile ticari faaliyet yaptığı tespit edilen ve milyonluk faturalar kestiği bilgileri kamuoyuna sızdıktan sonra mecburen yöneticilikten istifa eden Halil KALBAK, kamuoyuna “görevden ayrılmış” görüntüsü verirken perde arkasında birlik üzerinden ticari ilişkilerini sürdürdüğü bildirildi. Üstelik yönetici olduğu süreçte kamu zararına yol açtığı, rekabeti yok ettiği ve etik tüm sınırları aştığı iddia ediliyor.
Belgeler ortaya saçıldıkça koltuğu sallanan KALBAK da “sessizce çekilerek” üzerindeki baskıyı azaltma yolunu seçerek istifa etti.
Çünkü damızlık birliğinden ayrılarak üzerindeki karanlık dosyalar aydınlığa kavuşmadan Tire Süt Kooperatifine yönetim kurulu üyesi oldu.
Kaldı ki Halil KALBAK Tire Süt Kooperatifi yönetimine seçildiğinde aynı zamanda İzmir Damızlık Birliği yönetim kurulu üyesi ve muhasip üyeydi.
Yani aynı anda iki görevi de görüyordu. Aslında Tire Süt Kooperatifi yönetim kurulu başkanı Osman Öztürk’e sormak gerekmez mi? “Hakkında bu kadar şaibe varken bu adamı nasıl kooperatif yöneticisi yaptınız?”
HİZMETLERİN GERÇEKLİĞİ ŞÜPHELİ!
TEMİZELLER ‘in araştırmalarına göre, bu faturaların karşılığında verilen hizmetlerin gerçekten yapılıp yapılmadığı bile belirsiz. Birlik içinde “hizmet görünümlü fatura” iddiaları çalkalanırken, üreticinin cebinden çıkan bu paraların nereye gittiği konusunda tek bir tatmin edici açıklama yapılmadı. Birliğin arşiv kayıtları ve ödeme belgeleri incelendiğinde, bazı kalemlerin şişirilmiş olduğu, bazı hizmetlerin ise hiç yerine getirilmediği yönünde iddialar yüksek sesle dile getiriliyor.
HAKSIZ REKABET VE PİYASA BOZULMASI
Halil Kalbak’ın yönetici olduğu dönemde ve sonrasında süren bu ticari bağlar, aynı sektörde faaliyet gösteren diğer veteriner ve tedarik firmaları için haksız rekabet yarattığı gibi bu durum yalnızca hukuki değil, vicdani olarak da kabul edilemez olduğu çiftçinin sırtından kazanılan paralar, piyasanın dengelerini bozduğu, bağımsız üreticilerin işini baltaladığı bildirildi.
Bu sadece bir hukuki ihlal değil; aynı zamanda ahlaki bir iflas.
Çünkü bu yöntem, aynı sektörde yıllardır emek veren diğer veteriner hekimlere ve tedarikçilere haksız rekabet yaratıyor. Çiftçinin alın terinden kazanılan paranın, rekabeti bozan bu kapalı devre ticaret ilişkilerine aktarılması, üreticiye yapılabilecek en büyük ihanettir.
CEZA HUKUKU UZMANLARI İSE KONUYU ŞÖYLE DEĞERLENDİRDİ;
Birlik, kamu kurumu statüsünde olduğu için yöneticinin kendi firmasıyla ticari faaliyete girmesi hem TCK hem de kamu etik ilkelerine aykırı.
Bu durum; TCK 257 – Görevi Kötüye Kullanma: Kamu görevlisi sıfatıyla görevini kötüye kullanarak hem kamuyu hem de üreticiyi zarara uğratmak.
TCK 155 – Güveni Kötüye Kullanma: Üreticinin ve kamuoyunun güvenini, kişisel menfaat için istismar etmek.
TCK 235 – İhaleye Fesat Karıştırma: Kamu alımlarında tarafsızlığı bozacak şekilde kendi şirketini öne çıkarma ve rekabeti engelleme. Hükümleri çerçevesinde değerlendirilebilir.
Ayrıca, ahlaki ve vicdani olarak da kabul edilemez, çünkü aynı sektörde faaliyet gösteren diğer veteriner ve tedarikçi firmalara haksız rekabet yaratıyor.
Üstelik, bu faturalanan hizmetlerin gerçekten verilip verilmediğine dair ciddi kuşkular bulunuyor.
Whatsapp ihbar hattı;
0533 263 43 78