Çok partili hayata geçişten bu yana Türkiye yeni dönemlere nasıl hazırlanmış diye bir inceledim de dikkatimi çeken hususları yazmak istedim. Merhum Başbakan Adnan Menderes sonrası bayrağı Adalet Partisi devralıyor ve başında da Emekli General Ragıp Gümüşpala var. Paşa, aniden vefat ediyor ve partinin başına bürokrasi kökendi Süleyman Demirel geçiyor ve ülkenin 1960-1980 arası dönemin en etkili isimlerinden biri oluyor. 12 Eylül Darbesi gerçekleşiyor ve 80 sonrası ile yeni bir dönem başlıyor ve dönemin lideri Anavatan Partisi ve başındaki isim yine bürokrasi kökenli Turgut Özal. Her dönemin kendine özgü şartları vardır tabii fakat sanki görünmez bir el Türkiye’nin her yeni döneminde siyaset kökenli değil bürokrasi kökenli liderleri ön plana çıkarıyor. Uzatmadan gelelim günümüze… Herkes Recep Tayyip Erdoğan sornası dönemi tartışıyor ve Selçuk Bayraktar ve Hakan Fidan isimleri öne çıkıyor. Eminim herkes bu isimleri en az bir kez, yeni dönemi dizayn edecek lider adayları olarak duymuştur. Liderlik özellikleri ve vasıfları bir tarafa, Selçuk Bayraktar bürokrat yahut siyaset kökenli değil. Net olarak bir tarafta kategorize etmek mümkün değil kendisini fakat devleti ne kadar tanıdığı, işleyişi ne kadar bildiği Hakan Fidan ile kıyaslanamaz tabii. Hakan Fidan ise asker kökenli ve hakkında birçok soru işareti var. MİT Başkanıyken başarılı olmuş olabilir fakat iş siyasi parti liderliğine gelince geçmişinin gizemli oluşu kendisini geri plana atacaktır çünkü insanımız, liderlerinin geçmişleri hakkında bilgi sahibi olmayı istiyor. Mesela siz Hakan Fidan’ın gençken halısahada futbol oynarken falan çekilmiş fotğrafını gördünüz mü? Yani kendinize benzettiğiniz hangi yönü var? Tamamen gizem. Şimdi gelelim yazımızın başrolü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya… Süleyman Soylu’nun bürokrasideki gücünü kıracak ve kamuoyundaki güveninini kaybettirecek sayısız iş yaptı, başarılı da oldu. Her operasyon haberi sonrasında tüm kamuoyu ‘’Önceki bakan ne iş yapıyordu?’’ sorusunu haklı olarak sordu, sormaya da devam ediyor. Komuoyunun ciddi sempatisini kazandı Ali Yerlikaya ve bunu bence fazlasıyla hak ediyor fakat… Kendisi özellikle çok parlatıldı. Yani şunu demek istiyorum: Süleyman Soylu’nun gücünün tasfiye edilmesi gerekçesinden de fazla reklamı yapılıp popüleritesi artırıldı. Koyu laik kesimleri bir tarafa koyacak olursak toplumun her kesimince kabul görecek bir isim haline geldi. Haliyle de yeni dönemin liderlik sinyalleri mi veriliyor sorusu aklıma geliyor. Acaba diyorum, Süleyman Demirel ve Turgut Özal örneğinde olduğu gibi yeni dönem bürokrat kökenli biriyle yani Ali Yerlikaya ile mi dizayn edilecek? Bekleyip görelim fakat devleti bu kadar iyi tanıyan ve toplumda sempatiyle karşılanan bir bürokratın, İsranbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday yapılarak siyaseten intihar ettirilmesine açıkçası gönlüm razı olmaz. Bakalım Türk Bürokrasisi yahut derin devlet veya adına her ne derseniz deyin o görünmez el, süece nasıl müdahale edecek?