İzmir’in kalbinde yer alan Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı ÇİDEM (Çocuk İşitme Değerlendirme Merkezi) sağlık müdürlüğündeki beceriksiz yöneticiler tarafından kapatıldı. Yıllarca işitme kayıplı çocuklara tanı, değerlendirme ve rehabilitasyon hizmeti veren bu merkez, idari pasiflik, kurumlar arası koordinasyonsuzluk ve görev ihmali zinciriyle İzmir’in elinden gitti.
Belgeler açık: Sağlık Bakanlığı “bina bizim” dedi. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün hukuk birimi aynı yönde görüş verdi. Ama İzmir’deki sağlık yöneticileri başta dönemin il sağlık müdürü Dr. Emre Erkuş, uzun yıllardır İzmir sağlık müdürlüğünde destek hizmetleri başkanlığı yapan pratisyen hekim Yenal Duğral ve pratisyen hekim Engin Akçar isimli sorumlu sorumsuz yöneticiler hiçbir adım atmadı. Sonuçta TCDD taşınmaza el koydu, sağlık hizmeti durdu, kamu malı kaybedildi.
BELGELERDE NET İFADE. “BU TAŞINMAZ SAĞLIK BAKANLIĞI’NINDIR”
13 Kasım 2023 tarihli Sağlık Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Bu taşınmaz 5283 sayılı Kanun gereği kanunen Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. TCDD’nin tahliye talebi hukuken geçersizdir. Taşınmazın Hazine adına tescili ve Bakanlığa tahsisi gerekmektedir.” İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Hukuk ve Muhakemat Birimi de aynı görüşü paylaştı. “Devir kanunla yapılmıştır. Tescilin yapılmaması, Meclis iradesinin hiçe sayılması anlamına gelir.” Ancak tüm bu açık uyarılara rağmen İzmir İl Sağlık Müdürlüğü sorumlu, sorumsuz yöneticileri Yenal Duğral ve Engin Akçar sessiz kaldı. İzmir halkının sağlı konusunda hukuki Hakk’ı kullanılmadı, tescil yapılmadı, bina koruma altına alınmadı.
KURUMSAL İHMAL ZİNCİRİ
ÇİDEM binasının kaybında sorumluluk zinciri iki ana başkanlık üzerinden netleşiyor.
DESTEK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI
Bu birim, taşınmaz yönetimi, mülkiyet takibi, tescil ve koruma görevlerinden sorumludur. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün tüm bina ve arsalarının korunması, tapu işlemlerinin yapılması, Hazine ile koordinasyon yürütülmesi bu başkanlığın görevidir.
Ancak ÇİDEM binasının TCDD tarafından tahliyesi sürecinde, Tapu tescili yapılmadı, Hazine adına tahsis işlemi başlatılmadı, Kurumlar arası koordinasyon kurulmadı.
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün en kritik taşınmazlarından biri koruma altına alınamadı. Destek Hizmetleri Başkanlığı’nın sorumsuzluğu ve suskunluğu, İzmir’de bir sağlık tesisinin kaybına zemin hazırladı.
KAMU HASTANELERİ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI!
Bu başkanlık, ildeki tüm hastane ve semt polikliniklerinin faaliyet, planlama, koordinasyon ve hizmet sürekliliğinden sorumludur. Yani bir sağlık tesisinin kapanması veya taşınması durumunda vatandaş mağduriyetinin önlenmesi, alternatif hizmet planının hazırlanması bu başkanlığın asli görevidir.
Ancak ÇİDEM ’in kapatılmasında ne bir alternatif plan yapıldı ne hastalar yönlendirildi ne kamuoyu bilgilendirildi. Hizmetin sürekliliği sağlanamadı. Bu durum, İzmir’de sağlık yönetiminin temel görevi olan “vatandaşın sağlık hizmetine kesintisiz erişimi” ilkesinin açık ihlali anlamına geliyordu.
KAMU ZARARI …
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kanunu, kamu yöneticilerine “kamu mallarını koruma ve hizmetin devamını sağlama” yükümlülüğü getirir. Ancak İzmir İl Sağlık Müdürlüğü bu yükümlülüğü yerine getirmedi. Sonuç olarak, Kamu taşınmazı kaybedildi, Sağlık hizmeti durduruldu, Vatandaş mağdur oldu. Bu tablo, yalnızca bir yönetim hatası değil; kurumsal görev sorumluluğunun yerine getirilmemesi ifade edildi.
UZMANLAR NE DİYOR?
Kamu yönetimi ve idare hukuku uzmanları dosyayı şöyle yorumluyor:
“Sağlık Bakanlığı lehine verilmiş hukuk görüşlerinin uygulanmaması, açık bir idari ihmaldir. Taşınmazın korunmaması, sadece bina kaybı değil, kamu hizmetinin kesintiye uğraması anlamına gelir. Bu tür olaylar, görev sorumluluğunun yerine getirilmediği durumlarda idari ve mali sorumluluk doğurur.”
İZMİR NEYİ KAYBETTİ?
ÇİDEM, Türkiye’nin en nitelikli çocuk işitme ve odyoloji merkezlerinden biriydi. Bebek işitme taramaları, erken tanı programları, rehabilitasyon seansları bu merkezden yürütülüyordu. Bugün o kapasite İzmir’de yok. Bu sadece bir bina değil, sağlık konusunda en önemli ihtisas polikliniğiydi.
TEMİZELLER’DEN AÇIK ÇAĞRI
“Bir şehir, kendi hastanesini, polikliniğini, doktorunu, hemşiresini kısacası sağlık çalışanlarını koruyamıyorsa, sorun yalnızca taşınmazlarda, personellerde değil kesinlikle idare ve yönetimdedir. Bu tür iradesiz sorumlu sorumsuz yöneticiler olduğu sürece bu tür sorunların devamlı ortaya çıkacağı ifade edildi.
Destek Hizmetleri ve Kamu Hastaneler Hizmetleri Başkanlıkları, İzmir’in sağlık değerini koruma görevini yerine getirmemiştir. Bu ihmal zinciri, İzmir’in kamu vicdanına bir utanç tablosu olarak geçmiştir.”
“Temizeller Gazetesi olarak soruyoruz:
Sağlık Bakanlığı’nın ‘bizimdir’ dediği binaya sizler yani sorumlu sorumsuz yöneticiler neden sahip çıkamadınız? Yoksa ihalelerden, doğrudan temin alımlardan, pazarlık usulü alımlardan, ambulans bakım onarım ihalelerinden başınızı kaldırıp millete faydalı işlerle uğraşmaya vaktiniz mi yoktu. Bu sessizliğin, bu kaybın hesabını kim verecek?” İzmir bir bina değil, bir sağlık mirasını kaybetti. Bu kaybın altında tek bir kişi değil, bir sistemin suskunluğu var. Temizeller, bu dosyayı tarihe not düşüyor.
6 milyarlı yemek ihalesinin perde arkasında neler gizlendi?
Sağlık müdürlüğü hukuk biriminin hukuksuz işleri,
Sağlık müdürlüğünde kamu Avukatları sağlık müdürlüğünün kamu davalarına neden girmiyorlar ve duruşmalara neden gitmiyorlar?
Sağlık müdürlüğünün alacağı olan firmalardan alacaklarından nasıl ve hangi nedenle vazgeçti?
Hepsi ve daha fazlası 06.11.2025 Cuma saat 16.00 da Temizeller ’de sakın kaçırmayın!
Whatsapp ihbar hattı: 0 533 263 43 78
Mail: temizelleranaliz@gmail.com