SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A

GÜNDEM 27.02.2023 - 10:26, Güncelleme: 27.02.2023 - 10:29 151380+ kez okundu.
 

SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A

Ahmet Tübcel'in Kaleminden...
TEMİZELLER Haber Programı olarak İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü içerisinde yaşanan skandal olayları belgeleriyle aylarca gündeme getirdim. En son programımızı da 3 Şubat 2023 Cuma günü saat 16.00 da canlı yayın olarak sizlerle paylaştım. Son programımız izlenme rekoru kırarak yalnız İzmir’in değil Ankara’nın da gündemine oturmuştu. Ankara yaşanan olaylara seyirci kalmamış konuların en ince detayına kadar araştırılması için iki müfettişini İzmir’e göndermişti. Ankara’dan gelen müfettişlerin isteği üzerine de iddialarla ilgili her türlü bilgi ve belgeyi bakanlığımızın müfettişleri ile paylaştım. Ama o gece yani 6 Şubat saat 04.17’yi gösterirken, tüm dünyanın yüzyılın afeti diye nitelendirdiği o gece Türkiye’yi derinden yaralayan o acı afeti yaşadık. Yüzbinlerce yaralının binlerce can kaybının yaşandığı yüzyılın afetinde dünyadaki bütün televizyonlar canlı yayına geçmiş o acı görüntüleri kendi halklarına duyuruyorlardı. Türkiye’de yaşayan insanlar hemen Televizyonlarının başına geçmiş hangi kanalı açarsa açsın içler acısı olayı canlı görüntülerle izliyordu Birçok insanın o acı görüntüleri izlemeye bile tahammülü yoktu (İnsan diyorum çünkü birçok insan da insanlıktan nasibini almamıştı) Yüreğinde merhamet duyguları hala ölmemiş insanlar evinde yemek yemeğe utanıyor, su içmeye utanıyor, sıcacık yatağında yatmaya utanıyordu. Kısacası insan olduğumuzdan utanır hale gelmiştik. Televizyonlarda canlı yayınlanan o görüntüler yüreklerde derin bir iz kapanmaz bir yara bırakmış, psikolojimiz bozulmuş gün içerisinde ruh gibi gezmemize neden olmuştu. Şimdi zaman yaraları sarma zamanı, depremin verdiği maddi ve manevi zararı gidermek için yardım zamanıydı. Devletin ve STK’ların bünyelerinde ilk saatlerden itibaren kriz masaları oluşturulmuş, ‘Depremden zarar gören vatandaşlarımıza nasıl yardım eder, neler yapabiliriz?’ diye düşünürken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in talimatlarıyla İzmir Valiliği koordinasyonunda İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü acil yardım ekipleri yola çıkmış 7 Şubat’ta deprem bölgesinde mutfaklar kurulmuş, sabah çorbası dağıtmaya başlamışlardı bile. Sadece İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü değil tüm Türkiye’deki devlet kurumları teyakkuza geçmiş acil kodunda işlemler yapıyorlardı. İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü de afetin ilk dakikalarından itibaren milli eğitim binasında kriz masası oluşturup bir yandan acil yardım ekipleri yola çıkmaya hazırlanmıştı bile. Türkiye genelindeki Millî Eğitim Bakanlığına bağlı il ve ilçe müdürlüğündeki personel canlarını dişine takmış, gece gündüz ekmek yemeden su içmeden var güçleriyle çalışıyor, deprem bölgesine yardım konusunda katkı koymaya çalışıyorlardı. İlk dakikalardan itibaren acil durum ve teyakkuz haline geçen İzmir milli eğitim müdürlüğü çaycısından şoförüne usta öğreticisinden müfettişine kadar canhıraş çalışmaya başlamıştı. İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü depremin sonrasında da durmadı. Müdürlüğe bağlı halk eğitim merkezleri, meslek liseleri, olgunlaşma enstitüsü aynı savaştaki gibi gece gündüz çalışmaya başladı. Halk eğitim merkezleri depremzede için uyku tulumu, atkı, bere, eldiven, maske, hijyen malzemesi üretirken, meslek liselerinde öğrenim yapan çocuklarımız, öğretmenleri depremzedeye soba, konteyner, tuvalet ve duş üretiyordu.   Şimdi gelelim konumuza; Evet şimdi gelelim konumuza. Şöyle arkanıza yaslanıp düşünün. Babasının kızını enkaz altından çıkmasını beklediği, yakınlarının enkazdan çıkması için dualar eden insanların gözyaşları içerisinde yıkıntılar arasında nöbet tuttuğu bir ortamda, ben Müslümanım, ben Türküm diyen herkesin ciğerinin parçalandığı bir ortamda TEMİZELLER’ de programına ara vermiş ve İzmir Milli Eğitim Müdürlüğünün cansiperane çalışmalarını da www.izmirmilliegitim.com da bir yazı ile takdir etmiş kaleme alınan bu yazı eğitim camiasından büyük takdir toplamış on binlerce kişiye ulaşmıştı. Ancak TEMİZELLER olarak insanlığını kaybetmiş, insanlıktan zerre nasibini almamış, TEMİZELLER Haber Programına alçakça telefon edip veya yüz yüze geldiğimizde neden TEMİZELLER programının yapılmadığını, neden bu yapılan haberlerin devam etmediğini, hatta ‘’ İzmir Milli Eğitim deprem bölgesinde destan yazıyor’’ adlı haberimize tepki gösterebilecek kadar yürekleri kararmış merhamet duygularını kaybetmiş insanların biranda saldırısına uğradık. Yıllarca ekmeğini yediği çoluk çocuğuna rızık götürdüğü mesai arkadaşlarının olduğu kurum için içi dışı nefret ve kin dolu olmuş ve bunları sorabilecek kadar aşağılık olan bu insanların tepkilerini anlayamadık. Anlamamız da mümkün değil… TEMİZELLER Haber programının desturundan haberi olmayanlar için söylüyorum. TEMİZELLER yanlışa yanlış, doğruya doğru, yanlışı en sert biçimde eleştiren doğruyu alkışlayan bir fikre ve gazetecilik anlayışına sahiptir. TEMİZELLER Haber Programı yapımcısı ve sunucusundan tutunda televizyonda çalışan çaycısı, hizmetlisine kadar herkes dibine kadar devletini ve milletini seven millet, vatansever insanların çalıştığı bir kurumdur Aksi düşüncedeki insanlar zaten aramızda barınamaz. Bizim görevimiz nasıl ki İzmir Milli Eğitimde yaşanan gerçekleri aylardır sert ve acımasız bir şekilde eleştirmek, gündeme taşımak, yapılan skandalları tek tek ekranlardan feryat edercesine gündeme getirmekse yaşanan yüzyılın afetinde de her kim olursa olsun, hangi şartlar altında olursa olsun, amasız, fakatsız aynen Çanakkale ruhunda yaşandığı gibi kayıtsız şartsız devletin ve devletin kurumlarının yanında yer almaktır. Evet enkazlar kalkacak, yaralarımız sarılacak, acılarımızı yüreğimize gömdükten sonra NEREDE KALMIŞTIK diye de tabi ki kaldığımız yerden başlayacağız yine haberlerimize. Kendine emanet edilen devletin makamını kendi ikballeri için kullanan İlçe Müdürleri, Şube Müdürleri, Okul Müdürleri var.( az sabır ) hepsinin kirli çamaşırlarını  tek tek ortaya dökmek boynumuzun borcudur zaten. Depremi fırsata çeviren kurumları ve kişileri, deprem vurgunu değil adeta yağma yapanları tek tek izliyor notlarımızı bir gazeteci olarak alıyor ve olayları belgelemeye çalışıyoruz. Hesap sorma zamanı geldiğinde de en sert ve acımasız bir biçimde bu konularda eleştirilerimizi sürdürmeye devam edeceğimizi şimdiden söyleyelim. En son programımda dediğim gibi İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü içerisinde oturduğu makamı kendi ikballeri için kullanan Milli Eğitim İlçe Müdürlerini, Şube Müdürlerini, Okul Müdürlerini, bazı bu işlerin içine bulaşmış öğretmenleri yakından takip ediyor ve mercek altına almış durumdayız Programlarımız hayata geçtiğinde isimleri ve fotoğrafları belgeleriyle bunları ekranlara taşımaktan deşifre etmekten bizlerde en az sizin kadar sabırsızlanıyoruz. Sizleri kalbinizin sahibine emanet ediyorum Çok yakında görüşmek üzere Siz, siz olun TEMİZELLER’ i belgesiz bırakmayın…. Whatsapp: 0 533 263 43 78 Mail: temizelleranaliz@gmail.com
Ahmet Tübcel'in Kaleminden...

TEMİZELLER Haber Programı olarak İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü içerisinde yaşanan skandal olayları belgeleriyle aylarca gündeme getirdim. En son programımızı da 3 Şubat 2023 Cuma günü saat 16.00 da canlı yayın olarak sizlerle paylaştım. Son programımız izlenme rekoru kırarak yalnız İzmir’in değil Ankara’nın da gündemine oturmuştu. Ankara yaşanan olaylara seyirci kalmamış konuların en ince detayına kadar araştırılması için iki müfettişini İzmir’e göndermişti. Ankara’dan gelen müfettişlerin isteği üzerine de iddialarla ilgili her türlü bilgi ve belgeyi bakanlığımızın müfettişleri ile paylaştım.

Ama o gece yani 6 Şubat saat 04.17’yi gösterirken, tüm dünyanın yüzyılın afeti diye nitelendirdiği o gece Türkiye’yi derinden yaralayan o acı afeti yaşadık.

Yüzbinlerce yaralının binlerce can kaybının yaşandığı yüzyılın afetinde dünyadaki bütün televizyonlar canlı yayına geçmiş o acı görüntüleri kendi halklarına duyuruyorlardı. Türkiye’de yaşayan insanlar hemen Televizyonlarının başına geçmiş hangi kanalı açarsa açsın içler acısı olayı canlı görüntülerle izliyordu

Birçok insanın o acı görüntüleri izlemeye bile tahammülü yoktu

(İnsan diyorum çünkü birçok insan da insanlıktan nasibini almamıştı)

Yüreğinde merhamet duyguları hala ölmemiş insanlar evinde yemek yemeğe utanıyor, su içmeye utanıyor, sıcacık yatağında yatmaya utanıyordu.

Kısacası insan olduğumuzdan utanır hale gelmiştik.

Televizyonlarda canlı yayınlanan o görüntüler yüreklerde derin bir iz kapanmaz bir yara bırakmış, psikolojimiz bozulmuş gün içerisinde ruh gibi gezmemize neden olmuştu.

Şimdi zaman yaraları sarma zamanı, depremin verdiği maddi ve manevi zararı gidermek için yardım zamanıydı.

Devletin ve STK’ların bünyelerinde ilk saatlerden itibaren kriz masaları oluşturulmuş, ‘Depremden zarar gören vatandaşlarımıza nasıl yardım eder, neler yapabiliriz?’ diye düşünürken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in talimatlarıyla İzmir Valiliği koordinasyonunda İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü acil yardım ekipleri yola çıkmış 7 Şubat’ta deprem bölgesinde mutfaklar kurulmuş, sabah çorbası dağıtmaya başlamışlardı bile.

Sadece İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü değil tüm Türkiye’deki devlet kurumları teyakkuza geçmiş acil kodunda işlemler yapıyorlardı.

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü de afetin ilk dakikalarından itibaren milli eğitim binasında kriz masası oluşturup bir yandan acil yardım ekipleri yola çıkmaya hazırlanmıştı bile.

Türkiye genelindeki Millî Eğitim Bakanlığına bağlı il ve ilçe müdürlüğündeki personel canlarını dişine takmış, gece gündüz ekmek yemeden su içmeden var güçleriyle çalışıyor, deprem bölgesine yardım konusunda katkı koymaya çalışıyorlardı.

İlk dakikalardan itibaren acil durum ve teyakkuz haline geçen İzmir milli eğitim müdürlüğü çaycısından şoförüne usta öğreticisinden müfettişine kadar canhıraş çalışmaya başlamıştı.

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü depremin sonrasında da durmadı. Müdürlüğe bağlı halk eğitim merkezleri, meslek liseleri, olgunlaşma enstitüsü aynı savaştaki gibi gece gündüz çalışmaya başladı. Halk eğitim merkezleri depremzede için uyku tulumu, atkı, bere, eldiven, maske, hijyen malzemesi üretirken, meslek liselerinde öğrenim yapan çocuklarımız, öğretmenleri depremzedeye soba, konteyner, tuvalet ve duş üretiyordu.  

Şimdi gelelim konumuza;

Evet şimdi gelelim konumuza. Şöyle arkanıza yaslanıp düşünün. Babasının kızını enkaz altından çıkmasını beklediği, yakınlarının enkazdan çıkması için dualar eden insanların gözyaşları içerisinde yıkıntılar arasında nöbet tuttuğu bir ortamda, ben Müslümanım, ben Türküm diyen herkesin ciğerinin parçalandığı bir ortamda TEMİZELLER’ de programına ara vermiş ve İzmir Milli Eğitim Müdürlüğünün cansiperane çalışmalarını da www.izmirmilliegitim.com da bir yazı ile takdir etmiş kaleme alınan bu yazı eğitim camiasından büyük takdir toplamış on binlerce kişiye ulaşmıştı.

Ancak TEMİZELLER olarak insanlığını kaybetmiş, insanlıktan zerre nasibini almamış, TEMİZELLER Haber Programına alçakça telefon edip veya yüz yüze geldiğimizde neden TEMİZELLER programının yapılmadığını, neden bu yapılan haberlerin devam etmediğini, hatta ‘’ İzmir Milli Eğitim deprem bölgesinde destan yazıyor’’ adlı haberimize tepki gösterebilecek kadar yürekleri kararmış merhamet duygularını kaybetmiş insanların biranda saldırısına uğradık. Yıllarca ekmeğini yediği çoluk çocuğuna rızık götürdüğü mesai arkadaşlarının olduğu kurum için içi dışı nefret ve kin dolu olmuş ve bunları sorabilecek kadar aşağılık olan bu insanların tepkilerini anlayamadık. Anlamamız da mümkün değil…

TEMİZELLER Haber programının desturundan haberi olmayanlar için söylüyorum. TEMİZELLER yanlışa yanlış, doğruya doğru, yanlışı en sert biçimde eleştiren doğruyu alkışlayan bir fikre ve gazetecilik anlayışına sahiptir.

TEMİZELLER Haber Programı yapımcısı ve sunucusundan tutunda televizyonda çalışan çaycısı, hizmetlisine kadar herkes dibine kadar devletini ve milletini seven millet, vatansever insanların çalıştığı bir kurumdur

Aksi düşüncedeki insanlar zaten aramızda barınamaz.

Bizim görevimiz nasıl ki İzmir Milli Eğitimde yaşanan gerçekleri aylardır sert ve acımasız bir şekilde eleştirmek, gündeme taşımak, yapılan skandalları tek tek ekranlardan feryat edercesine gündeme getirmekse yaşanan yüzyılın afetinde de her kim olursa olsun, hangi şartlar altında olursa olsun, amasız, fakatsız aynen Çanakkale ruhunda yaşandığı gibi kayıtsız şartsız devletin ve devletin kurumlarının yanında yer almaktır.

Evet enkazlar kalkacak, yaralarımız sarılacak, acılarımızı yüreğimize gömdükten sonra NEREDE KALMIŞTIK diye de tabi ki kaldığımız yerden başlayacağız yine haberlerimize.

Kendine emanet edilen devletin makamını kendi ikballeri için kullanan İlçe Müdürleri, Şube Müdürleri, Okul Müdürleri var.( az sabır ) hepsinin kirli çamaşırlarını  tek tek ortaya dökmek boynumuzun borcudur zaten.

Depremi fırsata çeviren kurumları ve kişileri, deprem vurgunu değil adeta yağma yapanları tek tek izliyor notlarımızı bir gazeteci olarak alıyor ve olayları belgelemeye çalışıyoruz. Hesap sorma zamanı geldiğinde de en sert ve acımasız bir biçimde bu konularda eleştirilerimizi sürdürmeye devam edeceğimizi şimdiden söyleyelim.

En son programımda dediğim gibi İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü içerisinde oturduğu makamı kendi ikballeri için kullanan Milli Eğitim İlçe Müdürlerini, Şube Müdürlerini, Okul Müdürlerini, bazı bu işlerin içine bulaşmış öğretmenleri yakından takip ediyor ve mercek altına almış durumdayız

Programlarımız hayata geçtiğinde isimleri ve fotoğrafları belgeleriyle bunları ekranlara taşımaktan deşifre etmekten bizlerde en az sizin kadar sabırsızlanıyoruz.

Sizleri kalbinizin sahibine emanet ediyorum

Çok yakında görüşmek üzere

Siz, siz olun TEMİZELLER’ i belgesiz bırakmayın….

Whatsapp: 0 533 263 43 78

Mail: temizelleranaliz@gmail.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve temizellergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.