İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nde uzun süredir konuşulan, ancak kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği bozuk düzene Temizeller neşter vuruyor.
Temizeller Gazetesi’nin ulaştığı belgeler, devletin özel firmalardan milyonluk alacaklarının tek bir yazıyla ortadan kaldırıldığını ortaya koydu.
Temizellerin elde ettiği belgelerde, gerçeğe aykırı belge düzenlemeleri, usulsüz atılan imzaları ortaya çıkarması denetim zincirinin tamamen çöktüğünü gözler önüne seriyor.
HUKUK BİRİMİNİN HAZIRLADIĞI USULSÜZ BELGEYLE MİLYONLUK ALACAKLARDAN TOPLUCA VAZGEÇİLDİ.
Belgeler, İl Sağlık Müdürlüğü Hukuk Birimi’nde görevli icra servisi sorumlusu Avukat Bekir Çetin tarafından hazırlanan “Genel Toplu Vazgeçme onayı “ yazısı ”nın, alacak miktarları ve gerekçeleri belirtilmeden İzmir genelindeki tüm devlet hastanelerine gönderildiğini gösteriyor.
Başhekimliklerin bu yazıyı kopyala–yapıştır yöntemiyle imzalayıp geri gönderdikleri, dönemin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Emre Erkuş’un da bu yazıyı onaylayarak dosyaları kapatıldığı devletin milyonluk alacaklarının silindiği tespit edildi.
Belgelerde dört farklı firmaya ait MERSİS numarasının bire bir aynı yazıldığı, yani resmi belgede gerçeğe aykırılık bulunduğu açıkça görülüyor.
Bu işlemler sonucunda, 42 özel firmaya ait devlet alacaklarının bir kalemde yok edildiği anlaşıldı.
Temizeller haber merkezinin elde ettiği belgelerde, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün hazırladığı “Genel Vazgeçme Onayı” yazısında dört farklı firmaya aynı MERSİS numarasının yazıldığı ortaya çıktı. Oysa MERSİS, Türkiye’de her ticari işletmeye verilen tekil ve değiştirilemez kimlik numarasıdır. Aynı numaranın birden fazla firmaya ait dosyada geçmesi, artık basit bir maddi hata değil, resmi belgenin güvenilirliğini ortadan kaldıran sistematik bir usulsüzlüktür. Hukukçular, bu durumun Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesi kapsamında “resmi belgede sahtecilik”, ayrıca 257. madde uyarınca “görevi kötüye kullanma” suçunu oluşturabileceğini belirtiyor. MERSİS kayıtlarının kopyala–yapıştır yöntemiyle çoğaltılması, sadece idari bir ihmal değil; kamu alacaklarının “hukuk görünümü altında” eritildiğini gösteren en somut kanıt olarak değerlendiriliyor.
İŞTE AV BEKİR ÇETİN’ İN İMZALADIĞI RESMİ BELGEDE AYNI MERSİS NUMARASI YAZAN FİRMALAR:
KANUN, KHK, MEVZUAT, YÖNETMELİK, SAYIŞTAY OLMAZ DİYOR!
AV. BEKİR ÇETİN OLUR DİYOR!
Temizeller Gazetesi’nin ulaştığı yazışmalarda, hangi firmanın ne kadar alacağından ve hangi gerekçeyle vazgeçildiğine dair hiçbir bilgi bulunmuyor.
Ne tahsil imkansızlığına dair tespit var ne de Hazine ve Maliye Bakanlığı görüşü alınmış.
Uzmanlara göre, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nde yürütülen toplu feragat işlemi; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve 659 sayılı KHK hükümlerine açıkça aykırı. Belgeler, kurumda denetim ve kontrol zincirinin tamamen çöktüğünü, “hukuk görünümü” altında milyonluk kamu zararlarının örtüldüğünü ortaya koyuyor. Hukukçulara göre, 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi kamu kaynağının eksilmesine neden olanları tazmin sorumluluğu altına sokarken; 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesi terkin işlemlerinin yalnızca dosya bazında gerekçeli kararla yapılabileceğini emrediyor. Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 350. maddesi “toplu veya genel nitelikli terkin işlemleri yapılamaz” hükmüyle bu yasağı pekiştirirken, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın (BÜMKO) 2018/1 sayılı Genelgesi de her dosya için ayrı gerekçeli karar alınmasını zorunlu kılıyor. Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, kamu alacaklarında tek onayla toplu feragat uygulamasının hukuken geçersiz olduğu ve kamu zararı doğuran yetki aşımı niteliği taşıdığı net biçimde ortaya çıkıyor.
Öte yandan Kamu maliyesi ve idare hukuku uzmanları konu hakkında görüşlerini şöyle dile getirdiler;
“659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. maddesi, kamu idarelerinin dava, sulh ve feragat işlemlerini sıkı kurallara bağlayarak, kurumların yalnızca kendi görev alanlarıyla sınırlı olarak hareket edebileceğini, her dosya için ayrı onay almak ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşünü almak zorunda olduklarını hükme bağlıyor. Aynı madde, feragat veya sulh işlemlerinden doğan kamu zararlarının Sayıştay’a bildirilmesini de zorunlu kılıyor. Bu çerçevede, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nün 42 firmadan tek kalemde vazgeçmesi, açık biçimde yetki aşımı ve kamu zararı oluşturan bir işlem olarak değerlendiriliyor. Nitekim Sayıştay Denetim Genel Kurulu’nun 2018 yılı görüşlerinde de “Feragat veya terkin kararlarının topluca alınması hem yetki aşımı hem de kamu zararı doğurur; her dosya için ayrı değerlendirme yapılmalı, gerekçesiyle kayıt altına alınmalıdır” ifadeleriyle bu ilke vurgulanıyor. Sayıştay’ın çeşitli daire kararlarında kamu alacaklarından toplu feragat edilmesinin mevzuata aykırı olduğu ve her bir dosya için ayrı idari onay alınması gerektiği belirtilerek, bu uygulamaların 5018 ve 6183 sayılı kanunların temel hükümlerini ihlal ettiği ifade ediliyor” görüşlerinde birleştiler
İŞTE AV. BEKİR ÇETİN’İN HASTANE BAŞHEKİMLERİNE GÖNDERDİĞİ O SKANDAL BELGE:
İŞTE HASTANELERİN GERİ BİLDİRİM YAZISI: