BUCA SEYFİ DEMİRSOY DEVLET HASTANESİNDE "YE BABAM YE DEVRİ"
BUCA SEYFİ DEMİRSOY DEVLET HASTANESİNDE "YE BABAM YE DEVRİ"
BU BAŞHEKİME KİM DUR DİYECEK?
Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi Başhekimi Profesör Dr. Yekta Öncel gün içerisinde hastane işlerinde kullanmak için tahsis edilen hizmet araçlarını ‘’Makam Aracı’’ gibi kullanması ve mesai sonrasında araçları kendi şahsi hizmetlerinde kullanması İzmir sağlık camiasında gündem olacağa benziyor.
Yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle yıkılan şehirlerimizin yeniden inşası için gereken 104 milyar $ kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda Devletin her kademesinde makam araçlarının azaltılması ve kullanımının sınırlandırıldığı bir dönemde Hastane Başhekim’inin Makam aracı kullanma hakkı olmadığı halde devletin kesesinden her gün evine gidip gelmek için 200 km yol kat ediyor.
İZMİR’İN SAĞLIĞI BOZULDU
Sağlık ile ilgili son dönemde Temizeller haber merkezine o kadar çok şikâyet ve ihbar alıyoruz ki anlatılması mümkün değil. İzmir’de sağlık kurumlarına yapılan liyakatsiz atamalar, usulsüz yapılan alımlar, adam kayırmalar, taciz ve tecavüz iddiaları ayyuka çıkmış durumda.
“İŞTE BU YÜZDEN TEMİZELLER SAĞLIK DOSYASINA EL ATMA İHTİYACI DUYDU”
İlk dosyamız, hakkında birçok şikâyet bulunan ve soruşturma açılan Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi başhekimi Profesör Doktor Yekta Öncel ile ilgili.
Yekta Öncel, 2020 yılının temmuz ayında Buca Seyfi Demirsoy Hastanesine Başhekimlik görevine atandığı günden bugüne kadar yaptığı uygulamalar ve davranışları hem hastane içinde iş barışını bozmuş hem de vatandaşlardan ve Hastane personelinden yoğun tepkiler almaya devam ediyor.
Başhekim Yekta Öncel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat talimatı ile Devlette uygulamaya konulan tasarruf tedbirlerinden bir tanesi olan makam ve hizmet araçlarının edinilmesi ve kullanılması hakkında getirilen yasak ve kısıtlamalara uymak şöyle dursun yasal olarak kendisine makam aracı tahsis edilmemiş olmasına rağmen Hastanenin hizmet araçlarını makam aracı olarak her gün evine gidip gelmek için kullanıyor.
Başhekim Yekta Öncel, Güzelbahçe’de her babayiğide nasip olmayacak güzellikte bir villaya sahip ve bu süper lüks villada yaşıyor. Yaşadığı villa ile Hastane arası 50 KM Araç her sabah Buca’daki hastaneden çıkıp Güzelbahçe’ye giderek Başhekimi alıp hastaneye getiriyor. Akşamda hastaneden alıp evine götürüyor. Başhekimi evine bırakan şoför aracı Buca’daki hastaneye getirerek bırakıyor. Anlayacağınız Devletin resmi plakalı kocaman Transporter marka Minibüsü her gün 200 km yol kat ediyor.
BAŞHEKİM AKLINCA KURNAZLIK YAPIYOR
Bu durum şikâyete konu olunca kurnaz başhekim bu aracı bırakarak, başka araçlarla evine gidip gelmeye başlıyor. Hakkında soruşturma açılması dahi başhekimi evine devletin aracı ile gidip gelmekten alıkoymuyor.
Cumhurbaşkanlığı 81 il valiliğine gönderdiği genelge de sıkı bir tasarruf tedbirleri uygulanmasını isterken, yasal olarak makam aracı hakkı bulunmadığını bildiği halde hizmet aracını makam aracı gibi evine gidip gelmek için kullanması, bu durum hakkında yapılan şikayetleri hatta hakkında açılan soruşturmayı umursamaması insanın aklına ilginç sorular getiriyor.
İnsan ister istemez Başhekim yaptığı işin suç olduğunu ve kamu zararı doğurduğunu bilmiyor mu? Ya da benim arkamda siyasetçiler var kimse bana dokunamaz diye mi düşünüyor acaba?
Bence Doktor olmak için üniversite sınavlarında ilk %1 dilime giren bir insanın neyin suç olup olmadığını anlamaması mümkün değil. Ama arkasında siyasetçi var meselesi benim de aklıma yatan konulardan bir tanesi. Çünkü daha önce defalarca Hastanelere Başhekim olarak atanan doktorların hep bir siyasi referansları olduğuna şahit oldum.
TEMİZELLER SORUYOR?
SİYASİ REFERANSIN KİM?
Arkadaş kendine emanet edilen devletin parasını, malını ve de en önemlisi saygınlığını korumakla yükümlü Başhekim böyle yaparsa o hastanedeki müdürlerin, doktorların, hemşirelerin, hizmetlilerin ve güvenlik görevlilerinin doğru iş yapması mümkün mü?
Büyükler ne demişti “baş nereye giderse ayaklarda oraya gider”
Şimdi buradan bu atamanın yapıldığı il sağlık müdürü ve mevcut il sağlık müdürüne soruyorum; Bu Başhekimi siz mi atadınız? yoksa bir siyasimi referans (torpilin adı bugünlerde referans) oldu.? Devlet malını kendi çıkarları için kullandığı iddia edilen bu başhekimin atanması için olur veren İl Sağlık Müdürünün ve referans olan siyasetçinin hiç mi suçu yok?
Olmaz mı kardeşim referans olan siyasetçi bu işten bal gibi bu başhekim kadar sorumludur. Liyakati ve dürüstlüğü ile temayüz etmiş insanlar dururken böyle bir insanın atanmasına itiraz etmeyen İl müdürü de bu işten en az bu adam kadar sorumludur. Hastanede hiç mi gözü kulağı yok. Duymuyor mu? Görmüyor mu? başhekiminin neler yaptığını. Hiç Uyarmıyor mu?
BUNCA SERVETE RAĞMEN BENZİN PARASINA TAMAH ETTİN BE KARDEŞİM!
Güzelbahçe’de muhteşem bir villada oturuyorsun. Kimilerine göre 50 kimilerine 70 milyon değerinde villan. Evinin garajına park ettiğin son Model BMW marka otomobilin var. Kendin hem maaş hem de döner sermayeden iyi para alıyorsun. Eşin de Dokuz Eylül Üniversitesinde Doçent Doktor olarak çalışıyor ve iyi bir maaş alıyor. Yani Allah daha çok versin geliriniz gayet iyi. Bir benzin parasına mı kaldın be kardeşim.
DEVLETİN ŞEREFİNİ İKİ PARALIK ETTİNİZ!
Konudan bilgisi olan vatandaşlar ve hastane çalışanları; Başhekimin bu kadar mal varlığına rağmen devletin hizmet aracını makam aracı olarak kullanması ve her gün 200 km yol katederek evine gitmesinin, kamuya zarar verdiğini, kendine haksız çıkar sağladığını en önemlisi de devletin verdiği başhekimlik makamının saygınlığını ortadan kaldırdığını bu nedenle de BU ÜLKEDE YAŞAYAN 85 MİLYON KİŞİNİN EMANETİ OLAN BEYTÜ’L-MAL’ A EL UZATAN BİR DOKTORUN KESİNLİKLE CEZALANDIRILMASI GEREKTİĞİNİ” söylediler.
HİÇ Mİ SENDE VİCDAN YOK BE HOCA!
32 yıldır sürdürdüğüm Gazetecilik hayatım boyunca beyt-ül mala dokunanlarla ilgili her kim olursa olsun yazıp çizmekten ve ekranlarda konuşmaktan imtina etmedik. Bu nedenle “Bu memlekette çöpten ekmek toplayan, çocuklarına ilaç alamayan insanlar var iken, üstüne üstlük Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çok sıkı bir şekilde üzerinde durulan tasarruf tedbirleri açıklanmış ve uygulamaya başlanmışken astronomik geliri olan bir başhekimin kendi aracı olmasına rağmen devletin ve milletin aracı ile evine gidip gelmesi bir kusur değil kasıtlı bir suç olduğuna inanmaktayım ve bunun bir daha emsal teşkil etmemesi için kesinlikle en ağır biçimde cezalandırılması gerektiğine inanıyorum” .
GÖZÜMÜZ KULAĞIMIZ SORUŞTURMAYI YAPAN MUHAKKİKDE!
Soruşturma dosyası muhakkik raporu hazırlansın ve incelensin diye geçen hafta İzmir’de bir büyük hastanenin başhekimine verilmiş.
Bu başhekim Konuyu inceleyip raporunu yazacakmış. Bakalım soruşturma sonucunda her şey tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarılarak devletin parası kurtarılabilecek mi? yoksa olayın üstünü kapatacak bir rapor mu düzenlenecek. Hep birlikte göreceğiz ama biz Temizeller olarak bu olayla ilgili bazı hususlara bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.
Yasal Mevzuat gereği Başhekimlik makamı için araç tahsisi yapılamayacağı, Hastanedeki hizmetlerin yürütülmesi için Hastaneye araç tahsisi yapıldığı be Başhekimin de görevi esnasındaki hizmetleri yerine getirirken bu aracı kullanabileceği, özel hizmetlerde ve eve gidiş gelişlerde bu aracın kullanılamayacağı açık biçimde tarif edilmiştir. Buna rağmen Başhekim Yekta Öncel’in defalarca ve ısrarla hizmet araçları ile makam aracı gibi evine gidip gelmesi aleni suç teşkil etmektedir.
Kamu zararını ortaya çıkarmak bizce çok basit olsa gerek, yani hizmet araçlarının GPS (araç takip cihazları) ve başhekim ve şoförünün HTS kayıtları incelendiğinde birde MOBESA kayıtları, araçların görev emirleri ve KM incelendiğinde başhekimin hangi süreden beri devletin ve milletin araçlarını kendi emrinde ve özel hizmetinde kullandığı ortaya çıkacaktır
Harcanan akaryakıt, aracın bakım onarım, aracın lastikleri ve aracın yıpranması, kendine şoför olarak kullandığı personellerin mesai çizelgeleri incelenmeli ve kesinlikle göz önüne alınması gerekiyor.
KANUN VE MEVZUAT NE DİYOR?
Yasal hakkı olmadığı halde makam aracı kullananlar hakkında uygulanacak yaptırımlar;
ADLİ YÖNDEN
Taşıt Kanunu’na göre; Bu Kanunun kapsamına giren taşıtları her ne suretle olursa olsun tahsis olunduğu işin dışında veya şahsî hususlarda kullananlar veya kullanılmasına müsaade edenler veya kanunda yazılı olduğu şekilde kullanılmış gibi gösterenler veya kanunen bir makama veya işe tahsis olunmadığı hâlde gerçeğe aykırı işlem yapmak suretiyle bu taşıtlardan istifade eden ve ettirenler, bunların gidiş gelişine müsaade edenler veya kanuna aykırı olarak numara ve plaka verenlerle kullananlar veya kullanılmaya elverişli olduğu hâlde ekonomik ömrünü doldurduğu bahanesiyle yenileyen veya yeniletenler veya bu hususlar için harcama tahakkuk evrakını hazırlayan veya tasdik veya bunlara ait ita emirlerini vize edenler hakkında bir seneye kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu yüzden hasıl olan masraf ve zararlar genel hükümlere göre tazmin ettirilir. Tekerrürü halinde verilecek hapis cezası iki aydan aşağı olamaz.
İDARİ YÖNDEN
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre; devlete ait araç ve gereci özel işlerinde kullanmak veya özel menfaat sağlamak için kullanmak sırasıyla kınama ve aylıktan kesme cezasını gerektirmektedir.
MALİ YÖNDEN
Taşıtların yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı şekilde edinilmesi, kullanılması ve elden çıkarılması kamu zararı olarak, görevlilerin ve yetkililerin mali sorumluluğunu gerektirir. Zira, 5018 sayılı Kanun’a istinaden yayımlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te de; kamu idarelerine ait malların kiraya verilmesi, tahsisi, yönetimi, kullanımı ve elden çıkarılması işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması hali de kamu zararına yol açan haller olarak sayılmıştır. Dolayısıyla, taşıtların taşıt mevzuatına aykırı şekilde edinimi veya kullanımı görevli ve yetkililer hakkında kamu zararı hükmedilmesine yol açar.
SORUŞTURMA SONUCUNDA
Söz konusu yasal düzenlemelere göre yasal hakkı bulunmadığı halde kamu taşıtlarından yararlandığı sabit görülmesi halinde söz konusu taşıtlardan yararlananlar ile yararlanılmasına müsaade edenler hakkında yukarıda belirttiğimiz idari, adli ve mali yaptırımlar uygulanacaktır.
Öte yandan Temizeller program yapımcısı usta gazeteci Ahmet Tübcel konu ile alakalı olarak şöyle dedi” sağlık bu ülkenin kanayan yarası olmaktan çıkmalı, bugün tüm dünya istatiksel verilerinde sağlık konusu yolsuzluk sıralamalarında her zaman birinci sırayı korumuştur. Bizlerde Temizeller olarak Buca Seyfi Demirsoy devlet hastanesi başta olmak üzere özel veya resmi sağlık kurumlarında dönen dolapları yapılan usulsüzlükleri devleti zarara uğratanları, devletin ve milletin malını yalamadan yutanları tek tek kamuoyuna deşifre etmeye devam etmeye kararlıyız, ancak bu konuda bu yolsuzlukların yapılan usulsüzlüklerin ve yapılan yanlış uygulamaların ortaya çıkması ve kamuoyuna duyurulması açısından TEMİZELLER Haber merkezine yapılan ihbarlar ve bilgilendirmeler çok önemli ve tüm sağlık çalışanlarını duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi
Whatsapp ihbar hattı. 0533 263 43 78
Mail. temizelleranaliz@gmail.com
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.