Kadınların ne suçu var? Yaşamak mı, nefes almak mı? Anne olmak mı? Başka olmak mı?
Neyimiz eksik? Varlıklarıyla neden bu kadar dayanılmaz bir hafifliğe sahipler?
Emine Bulut. Oda bir anneydi, bir candı. Yaşamak, gülmek, nefes almak istiyordu, hatta görmek, duymak, hissetmek. Bir insan gibi, bir can gibi.
Son dediği zaten: “Ben ölmek istemiyorum!”
Yani YAŞAMAK istiyordu.
Yavrusu ise: ANNE ÖLME LÜTFEN diyerek haykırdı, yalvardı!
Peki O adam bir BABAmı? Bence hayır. Baba demek; evin direği olmak, kanat germek. Sevmek, koşulsuzca sevmek. Ailesine sahip çıkmalı, babalik görevini tam olarak yapmalıydı.
Kadın olmak ne gerektirir? Sadece yemek yapmak, evi temizlemek ve çocuk yapmak mı? Hayır! Tanrı Kadınları kullanmak için değil, değer vermek için bu dünyaya yolladı. Bir kadın olarak, bir evlat dünyaya getirebilmesi için. Kadınlar sadece bunu değil, kariyer yapmak içinde burdalar. Belki inanmazsınız ama Kadın özel şirketlerde yönetici, Avukat, Doktor, hatta Politikada Mecliste görev yapmaktalar. Biz özeliz, biz Kadınız!
Peki orda o durumu, kayda almak mı önemliydi yada yardım etmek mi? Hepimiz aslında EMİNE BULUTUN katiliyiz. Niye mi? Bu insanları ne durduruyoruz, nede o kadınlara yardım ediyoruz...
ADAM DEĞİL, İNSAN OLMAK önemlidir! Kadınlar bir EŞYA değil, bir İNSANDIR.
Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük sorunlarından biri kadına şiddettir. 2018’in ilk 10 ayında tam 203 kadın şiddete uğramıştır. Bu sayının en az 1/3 fiziksel veya cinsel şiddetdir. Ne yazık ki şiddet uğrayanların yüzde onbiri şiddeti resmi kurumlara bildirebiliyor. Göz önüne getirmek lazım ki, bu oran sadece evli kadınlara aitdir.
Son beş yılda öldürülen kadın sayısı – erkek şiddetinden – ortalama bir yıl için tam 266 kadındır.
2013: yaklaşık olarak 210 kadın
2014: yaklaşık olarak 285 kadın
2015: yaklaşık olarak 286 kadın
2016: yaklaşık olarak 260 kadın
2017: yaklaşık olarak 290 kadın
(Kaynak: Bianet Erkek Şiddet Çetelesi 2018)
Türkiye Cumhuriyetinde kadına şiddet gittikçe artmakta. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü / T.C. Adalet Bakanlığına göre son beş yılda koruma kararlarında tam olarak yüzde 70 artış bulunmakdadır.
2013: 60’012
2017: 99’475
Bu sayılara bakınca, T.C. en büyük sorunlarından biri şiddet olduğu ortaya çıkıyor. Sizlere T.C. ilk 7 sorunlarını ve oranlarını sunmak istiyorum.
1. Şiddet yaklaşık olarak yüzde 61
2. İşsizlik yaklaşık olarak yüzde 9
3. Eğitimsizlik yaklaşık olarak yüzde 9
4. Sokak baskısı yaklaşık olarak yüzde 7
5. Eşitsizlik yaklaşık olarak yüzde 5
6. Aile yaklaşık olarak yüzde 4
7. Çevre yaklaşık olarak yüzde 3
(Kaynak: Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi)
Tüm bu sorunlar şiddetin artmasına neden olabilir. İssizlik artarsa insan mutsuz olur, mutsuz olursa psikolojisi bozulur ve etrafa zarar vermeye başlar. Eğitimsizlik ise, şiddet için iyi bir zemin oluşturur. Eğitimsizlik artarsa cehalet çoğalır, cehalet çoğalırsa kadına nefret ve saygısızlık artar, nefret artarsa, şiddet artar. Bu sorun cinayetlere kadar gidebilir.
TÜİK’e göre Türkiye kadın nüfusu 40'275'390’dir. Size sunduğum oran bu sayıya göre çok az görünebilir, velakin Kadınlar Türkiye Cumhuriyetinde şiddete uğradığını çok duyurmazlar. Bu demek ki, resmi kurumlardaki sayılar hep daha az olacakdır ve kadınlar gitdikçe daha çok şiddete uğrayacaklardır.
Bunu önlemek için anne babalar, öğretmenler ve en önemlisi resmi kurumlar çocuklara küçükken, kadına şiddetin iyi olmadığını öğretmelidirler. Sadece okullarda mi bilakis egitim evde baslar dusuncesnden yola çıkarak aile icinde bu eğitimi verdirmek daha doğru, bunu ise anne-babalari eğiterek ise başlamak en doğrusu. Evet uzun ve messakkatli bir yol, ancak bıkmadan bu eğitimi vermeli gerekli organlar. Ayrıca yetişkinlerin dikkatini ise kamu spotları veya tiyatro oyunları ile çekilebilir.
Bizim için insan olarak kimseye zarar vermemek önemlidir, çünkü kimsenin bize zarar vermesini de istemeyiz. Her zaman düşünün ki, NEFRET yerine SEVMEK iyidir, çok yakın duygular olsalar bile...