İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılına ait Denetim Komisyonu Raporu, Mart ayında belediyeye teslim edildi, 14 Nisan 2025 tarihinde meclis gündemine getirildi.
Aradan tam altı ay geçti…
Ancak ne bir idari işlem yapıldı, ne bir savcılık soruşturması açıldı, ne de kamuoyuna tek bir açıklama yapıldı.
11 milyon lirayı aşan kamu zararı iddialarıyla dolu rapor, adeta tozlu raflara terk edildi.

SAVCILIĞIN SESSİZLİĞİ!

Belgeler ortada, rakamlar açık, tespitler resmi raporda yazılı.
Ama İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı hala sessiz!
Hukukun bu sessizliği, suçun görünmez değil, meşrulaştırılmış haline dönüşüyor.
Kamu vicdanı susmuyor ama adalet susuyor.

Temizeller Gazetesi soruyor:

“Savcılık neyi bekliyor?
11 milyon 814 bin liralık kamu zararının üstü neden örtülüyor mu?
yoksa birileri birilerinin koruması altında mı?

BELGELİ VURGUN, BELGESİZ HESAP!

125 sayfalık denetim raporunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mali yapısında sistematik usulsüzlükler yer alıyor.
İhalelerde aynı firmalar dönüp dolaşırken, düşük teklif verenler çeşitli bahanelerle elenmiş.
Teminatlar bozdurulmamış, avanslar belgesiz ödenmiş, hakediş hesaplamaları manipüle edilmiş.

Menemen’deki üst geçit projesi bu tabloyu özetliyor:
İşi alan firmaya 13 milyon TL avans verilmiş,
9 ay boyunca tek bir kazma dahi vurulmamış!
İş feshedilmiş ama teminat yenilenmediği için 930 bin TL daha zarar oluşmuş.

Ve bütün bunlar, belediyenin kendi denetim raporunda yazılı!

SAHTE BELGE, SAHTE RAPOR, SAHTE ŞEFFAFLIK

Raporun eklerinde yer alan belgeler, resmi belgede sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma ve zimmet gibi iddialarını doğrular nitelikte.
Tamamlanmayan işler “bitmiş” gösterilmiş,
hakediş formları imzasız ve tarihsiz hazırlanmış,
damga vergileri ödenmeden sözleşmeler imzalanmış.
Sözleşmelerin altında hep aynı isimler, aynı imzalar…

Bu belgeler “ihmal” değil, açıkça suç delili niteliğinde.
Ama İzmir’de belediye arşivleriyle birlikte adalet de arşive kaldırılmış görünüyor.

İÇ KONTROL MEKANİZMASI YOK HÜKMÜNDE

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre, her kurumun etkin bir “iç kontrol sistemi” kurması zorunlu.
Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bu sistem fiilen yok.
Rapordaki ifadeler çarpıcı:

“İdarenin mali kontrol mekanizması işlememektedir.”

Harcama yetkilileri keyfi kararlar almış, bazı ödemeler onay belgesi olmadan yapılmış.
Denetim zinciri kopmuş, mali disiplin çökmüş.
Bu tablo, artık idari bir zafiyet değil, kurumsal bir çürüme göstergesi olduğunu gösteriyor.

TEMİZELLER BAŞSAVCILIĞI GÖREVE DAVET EDİYOR!

Temizeller Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Tübcel, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,

“Mart ayında belediyeye teslim edilen, Nisan’da mecliste görüşülen bu rapor altı aydır sessizliğe gömülmüş durumda.
Belgeler ortada, kamu zararı ortada, suç ve suçlular ortada !
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nı göreve çağırıyoruz.
Kamu malını korumak herkesin görevidir.
Susmak, suça ortak olmaktır.
Bu kentin parası partilerin değil, halkın parasıdır!

BELEDİYEDE SİSTEMATİK İHMAL VE ORGANİZE SESSİZLİK

Raporun eklerinde aynı imzalar tekrar tekrar karşımıza çıkıyor.
İhale komisyonu, mali hizmetler birimi, harcama yetkilileri…
Hepsi aynı dosyalarda, aynı isimlerle.
Ama kimse hesap vermiyor. Çünkü hesap soran yok!
CHP’li belediye yönetimi, aylar geçmesine rağmen kamuoyuna bir açıklama bile yapmadı.
Ne bir savunma, ne bir yalanlama.
Sadece sessizlik.

Bu sessizlik artık idari bir tercih değil, adalete meydan okuma anlamına geliyor.

"BEYTÜLMAL SAHİPSİZ DEĞİL!"

İzmir halkının vergileriyle oluşan beytülmal, hiçbir makamın siyasi zırhı değildir.
Temizeller Gazetesi bu dosyanın peşini bırakmamaya kararlıdır.
Çünkü bu sadece bir yolsuzluk dosyası değil, İzmir’in vicdan sınavıdır.

İŞTE O SKANDAL DENETİM RAPORU!

https://drive.google.com/file/d/1F1Dpr3s9HH2Bss46DJdADMSXCJwqv6OU/view?usp=drive_link